Back

17 Ağustos’un Yıldönümünde: Karadağ’da Deprem Gerçeği ve Hukuki Boyutları

Image of karadag deprem 1

Giriş

17 Ağustos 1999, Türkiye’nin yakın tarihindeki en acı günlerden biri olarak hafızalara kazındı. Marmara Bölgesi’nde meydana gelen 7.4 büyüklüğündeki deprem, resmi rakamlara göre 18.000’den fazla can kaybına, on binlerce yaralıya ve yüz binlerce insanın evsiz kalmasına yol açtı. Bu felaket, yalnızca Türkiye’yi değil, tüm dünyayı derinden etkiledi. Deprem, bir doğa olayının insan yaşamını, şehirleri ve hukuki düzeni nasıl altüst edebileceğini gözler önüne serdi.

Bugün Karadağ’da yaşayan Türk toplumu için 17 Ağustos’un yıldönümü, hem bir anma günü hem de ders çıkarılması gereken bir tarihtir. Çünkü Karadağ da tıpkı Türkiye gibi deprem kuşağında yer almakta, Adriyatik fay hattı üzerinde sismik riskler barındırmaktadır. Bu nedenle, Karadağ’da ev alan, yatırım yapan veya yaşamını sürdüren herkesin deprem gerçeğini bilmesi ve hukuki sorumlulukların farkında olması hayati önem taşır.


17 Ağustos Depremi’nin Dersleri

Marmara Depremi, yalnızca bir afet değil, aynı zamanda hukukun, devletin ve toplumun nasıl bir sınavdan geçtiğinin de göstergesiydi.

  • Kayıplar: On binlerce insanın hayatını kaybetmesi, yüzbinlerce konutun yıkılması, milyonlarca kişinin psikolojik olarak etkilenmesi…
  • Hukuki Sorunlar: Yıkılan binaların büyük bir kısmı imar mevzuatına aykırı yapılmıştı. Denetimsizlik, usulsüzlük ve ihmaller, felaketin boyutunu artırdı.
  • Toplumsal Çıkarımlar: Depremin ardından toplumda “deprem gerçeği” ve “güvenli yaşam” kavramları daha fazla konuşulmaya başlandı.
  • Bireysel Dersler: Ev alırken ya da inşaat yaptırırken yalnızca fiyat değil, güvenlik ve hukuki uygunluk da öncelik olmalıydı.

Bu dersler, bugün Karadağ’da yaşayan herkes için geçerlidir. Çünkü deprem gerçeği yalnızca Türkiye’nin değil, Balkan coğrafyasının da bir parçasıdır.


Karadağ’ın Deprem Gerçeği

Adriyatik Fay Hattı

Karadağ, Adriyatik Denizi kıyısında, aktif sismik bölgelerden birinde yer alır. Özellikle ülkenin sahil kesimleri, jeolojik olarak hareketli bir yapıdadır.

1979 Karadağ Depremi

15 Nisan 1979’da Karadağ’ın kıyı kesimlerinde 7.0 büyüklüğünde bir deprem meydana gelmiş, Kotor, Budva, Bar ve Ulcinj şehirlerinde büyük yıkıma yol açmıştır. Resmi verilere göre:

  • 100’den fazla insan hayatını kaybetmiştir,
  • 1.500’den fazla kişi yaralanmıştır,
  • 100.000’den fazla kişi evsiz kalmıştır.

Bu deprem, Karadağ halkının hafızasında hala canlıdır. 17 Ağustos Türkiye depremiyle birlikte düşünüldüğünde, iki ülkenin ortak bir acı tecrübesi olduğu görülür.

Günümüzde Riskler

Karadağ’da aktif deprem riski devam etmektedir. Özellikle sahil kentlerinde yapılaşma hızla arttığı için, imar mevzuatına uygun ve güvenli inşaat yapılması kritik bir konudur.


Hukuki Boyut: Karadağ’da Yapı ve İmar Mevzuatı

Bir ülkede depremin zararını azaltan en önemli unsur hukuki düzenlemelerdir.

  • İnşaat Standartları: Karadağ’da yeni yapılan binalar, Avrupa Birliği uyum süreci kapsamında deprem yönetmeliklerine uygun olarak inşa edilmek zorundadır.
  • Denetim Mekanizması: Belediyeler, yapı ruhsatı verirken projelerin teknik uygunluğunu kontrol eder.
  • Yıkım Kararları: Riskli binaların tespit edilmesi halinde yıkım kararı alınabilmektedir.
  • Yabancılar İçin Uyarı: Türk vatandaşları, Karadağ’da mülk satın alırken mutlaka statik rapor, imar uygunluğu belgesi ve yapı kullanım ruhsatı talep etmelidir.

Türkiye’de 1999 sonrası yapılan yasal değişikliklerin benzeri, Karadağ’da da özellikle 1979 depreminden sonra hayata geçirilmiştir.


Türk Vatandaşları İçin Karadağ’da Deprem Güvenliği

Karadağ’da ev satın almayı düşünen Türk vatandaşlarının dikkat etmesi gereken noktalar şunlardır:

  1. Yapı Denetimi: Satın alınacak evin deprem yönetmeliğine uygun inşa edilip edilmediği kontrol edilmelidir.
  2. Sigorta: Deprem sigortası, Türkiye’deki DASK kadar yaygın olmasa da Karadağ’da özel sigorta şirketleri tarafından sunulmaktadır.
  3. Hukuki Kontroller: Tapu kaydında imar sorunları olup olmadığı incelenmelidir.
  4. Avukat Desteği: Sürecin bir avukat aracılığıyla yürütülmesi, ileride doğabilecek hak kayıplarını engeller.
  5. Toplu Konutlar: Apartman daireleri tercih edilirken binanın yapım yılı, müteahhit firması ve denetim belgeleri incelenmelidir.

Toplumsal Dayanışma ve Bilinç

Deprem yalnızca bireysel önlemlerle aşılabilecek bir risk değildir. Toplumsal dayanışma ve bilinç, en az hukuki düzenlemeler kadar önemlidir.

  • Türkiye – Karadağ İşbirliği: İki ülke arasında afet yönetimi, deprem mühendisliği ve kentsel dönüşüm alanlarında bilgi paylaşımı yapılabilir.
  • Bireysel Hazırlık: Karadağ’da yaşayan Türk toplumu, evlerinde deprem çantası bulundurmalı, aile afet planı yapmalıdır.
  • Toplum Bilinci: Özellikle çocuklara ve gençlere yönelik bilinçlendirme çalışmaları yapılmalıdır.

Sonuç

17 Ağustos 1999 depremi, yalnızca Türkiye için değil, Karadağ gibi deprem riski taşıyan ülkeler için de büyük dersler barındırıyor. Bu felaket, bize üç temel gerçeği hatırlatıyor:

  1. Deprem kaçınılmazdır, ama can kaybı önlenebilir.
  2. Hukuki düzenlemeler ve denetimler hayat kurtarır.
  3. Toplumsal bilinç, bireysel hazırlıkla birleştiğinde afetler karşısında dayanıklılık artar.

Karadağ’da yaşayan Türk vatandaşları için 17 Ağustos’un yıldönümü, hem kaybettiklerimizi anma hem de güvenli bir gelecek inşa etme vesilesidir. Türkiye’nin yaşadığı acılardan çıkarılan dersler, Karadağ’daki yaşam için de yol gösterici olmalıdır.